Türkiye, organize bir suç çetesinin e-imza sahteciliği yaparak devletin en kritik sistemlerine sızdığı ve yüzlerce kişiye sahte diploma, akademik unvan ve sürücü belgesi sağladığı devasa bir skandalla sarsılıyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma, dijital güvenlik ve liyakat sisteminin nasıl zaaflarla dolu olduğunu gözler önüne serdi.
SAHTE E-İMZALARLA KAMU SİSTEMİNE SIZAN ÇETENİN YÖNTEMLERİ
Skandal, Cumhuriyet gazetesi yazarı Murat Ağırel’in 2 Ağustos’ta kaleme aldığı haberle ortaya çıktı. Çete, gerçek veya hayatını kaybetmiş kişilerin kimlik bilgilerini kullanarak sahte e-imzalar oluşturdu. Bu imzaları kullanarak Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) gibi devletin temel kurumlarının sistemlerine sızdığı belirlendi.
Çete üyeleri, bu sızmaların ardından sahte diplomalar, not değişiklikleri ve sürücü belgeleri düzenledi. Sahte belgelerin fiyatlarının 15.000 TL’den başlayıp 2.5 milyon TL’ye kadar çıktığı tespit edildi. Hukukçu, mühendis, öğretmen ve eczacı gibi çok sayıda farklı meslekten yüzlerce kişinin bu sahte belgelerle iş bulduğu ortaya çıktı. Bu durum, kamuda ve özel sektörde işe alım süreçlerinin ne kadar tehlikeye atıldığını gösteriyor.
GENİŞ ÇAPLI OPERASYONLAR VE ÇARPICI İSİMLER
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın açıklamalarına göre, soruşturma kapsamında 7 Ocak ve 23 Mayıs 2025 tarihlerinde 23 farklı ilde düzenlenen operasyonlarda 197 şüpheli yakalandı. Bu şüphelilerden 37’si tutuklandı. Soruşturma derinleştikçe, çetenin 57 sahte üniversite diploması, 108 sahte sürücü belgesi ve 4 sahte lise mezuniyeti belgesi düzenlediği ortaya çıktı. Haklarında dava açılan 65 şüpheli için 5 ila 50 yıl arasında hapis cezaları isteniyor. Çetenin liderleri arasında Zeynep Karacan, Ziya Kadiroğlu ve "Alex" lakaplı Gökay Celal Gülen’in olduğu belirtiliyor.
Skandalın en dikkat çeken iddialarından biri, Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid’in torunu Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu’nun İnönü Üniversitesi’nden sahte diploma aldığı ve bu belgenin iptal edildiği yönünde. Ayrıca, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Abdullah Karagözoğlu’nun e-imzasının kopyalanması da dijital güvenlik alanındaki ciddi zaafları gözler önüne serdi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili Mehmet Güzelmansur, daha önce TBMM’ye sunduğu bir önergenin dikkate alınmamasını denetim eksikliğinin bir kanıtı olarak gösterdi.
TOPLUMSAL TEPKİ VE GÜVEN KRİZİ
Sahte diploma skandalı, toplumda büyük bir öfke ve güven krizine yol açtı. Sosyal medyada, sahte belgelerle kamu sistemini aldatan kişilerin cezalandırılması ve son 20 yıl içinde verilen tüm diplomaların incelenmesi gibi talepler dile getiriliyor. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, bu tür olayların önüne geçilmesi için yasal düzenlemelerin şart olduğunu belirtti. İçişleri Bakanlığı ise suç örgütünün çökertildiğini ve operasyonların devam edeceğini duyurdu. Milli Emlak sistemine de sızılarak tapu skandalına yol açıldığı iddiaları üzerine bu konudaki soruşturmalar da sürüyor.
Türkiye, bu skandalın yarattığı güven bunalımını aşmak ve liyakat sistemini yeniden tesis etmek için zorlu bir süreçten geçiyor. Yetkililer, dijital sistemlerdeki güvenlik açıklarını kapatmak için acilen harekete geçerken, soruşturma süreci de titizlikle devam ediyor.