Gazeteci Fatih Altaylı, geçtiğimiz pazar günü mahkeme tarafından tutuklandı. Bu tutuklama, Altaylı'nın YouTube kanalında dile getirdiği ifadeleri sebebiyle "cumhurbaşkanına tehdit" suçlamasıyla açılan bir soruşturmanın sonucunda gerçekleşti.
Mahkeme Süreci ve Gözaltı İşlemleri
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Altaylı’nın YouTube'da yayınladığı bir videoda AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alarak tehdit edici ifadeler kullandığı iddiasıyla bir soruşturma başlattı. Altaylı, cumartesi akşamı İstanbul'un Şişli ilçesinde bulunan evinde gözaltına alındı. Emniyet güçlerindeki işlemleri tamamlandıktan sonra İstanbul Adliyesi’ne sevk edilen Altaylı'nın ifadesi, iki avukatının katılımıyla alınmaya başlandı. Sonrasında ise tutuklanması talebiyle nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderildi.
İfadesinde Tehdit Kastı Olmadığını Belirtti
Altaylı'nın ifadesinin yaklaşık iki saat sürdüğü ve ANKA haber ajansı tarafından paylaşıldığı duyuruldu. Altaylı, 20 Haziran 2025 tarihli yayındaki söylemleri ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik herhangi bir tehdit ya da hakaret amacının olmadığını ifade etti. Yayında bir araştırma şirketinin anket sonuçları çerçevesinde anayasa değişikliği konusuna dair görüşlerini paylaştığını öne sürdü. Türk halkının tarihi süreçte, yönetime katılma konusunda eleştirel bir duruş benimsediğini belirten Altaylı, tarihsel bağlamda padişahların bile sorgulanabileceğini ifade etti.
Sözlerinin Yanlış Anlaşıldığını Savundu
Altaylı, kendisine ait ifadelerin yanlış yorumlandığını söyleyerek “Aynı düşünceler tarihçiler Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncu tarafından da sıkça dile getirildi. Benim sözlerimde tehdit anlamı taşıyan bir ima bile yoktur. Videonun yalnızca 30 saniyelik bir kesiti, bağlamından koparılmış bir biçimde kamuya sunuldu” dedi. Savcılığa sunduğu USB'de bulunan üç dakikalık orijinal video kaydının, içerisindeki ifadelerin tehditten uzak olduğunu açıkça gösterdiğini vurguladı.
Eleştiri Hakkını Kullandığını Belirtti
45 yıllık gazetecilik geçmişi boyunca ne Cumhurbaşkanı’nı ne de herhangi bir vatandaşı tehdit etme niyetinde olmadığını belirten Altaylı, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı şahsen tanıyorum. Bu konuşmamda yalnızca eleştiri hakkımı kullandım. Tehdit benim çalışma tarzım değildir” dedi. Ayrıca sevk evrakında TCK 310/2 maddesinden suçlandığını gördüğünü ve bu maddenin uygulanabilmesi için fiili bir hareketin gerekliliğine dikkat çekerek, yalnızca sözleri sebebiyle suçun unsurlarının oluşmadığını belirtti. Kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesini talep etti.

Türkiye’de Basın Özgürlüğü Üzerine Tartışmalar
Altaylı’nın gözaltına alınması, Türkiye'de basın özgürlüğü konusunda yükselen tartışmaların tam ortasına denk geldi. Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın verilerine göre, şu anda Türkiye’de 10'dan fazla gazeteci cezaevinde bulunuyor. Bu durum, ülkenin basın özgürlüğü ile ilgili endişeleri artırmakta. Ayrıca Türkiye, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 158. sırada yer alarak, küresel düzeyde basın özgürlüğü açısından zorlu bir noktada bulunduğunu göstermektedir.